-kate yiivrum nasılsın?
-ama beni neden aranıza almıyosunuz?
-tabii oynarım. benim ata siporum golftür zaten.
-rose bacım sen akapuntur yapabiliy misin ki?
-sawyer
be hadi be hacı be yalnızca jin'i azıcık tokatlayacaksın ne olur ki ya?
sen benim bu adadaki en yakın dostumsun ya... sen irisin güçlüsün. bak
bu adam çok pis tahtu bana.
-sen benim sırtımı haşu hırt hırt, ben senin sırtını haşuyayım hırt hırt.
-annnaaaam. jack kardeş ölecek miyim ki yoksa ben? vah benim dertli başıııım, nerelere gideyim, kimlere söyleyeyim derdimi?
-bir
kere ben avrupa yakası gibi ünlü bir derginin idari müdürüyüm. bana
saygı duyuceksin. sen nesin. sokaklarda eline almışsın gitarı tıngır
mıngır çalıyosun. sonra da buraya gelmişsin "ben drive shaft'in
üyesiyim" diye milleti kandırıyosun. bir kere ben müzük dünyasını çok
yakından taküp ederim. hiç drive shaft'ta seni görmedim ki ben.
farketmedim sanma. ingiltere'nin köylüsü seni. köylü...
-benjamin dokunmak yok! dokunmak yok.
-sun yenge gel sana helva yapmayı öğreteyim. o kadar kişi öldü. kimsenin bu işe el atacağu yok.
-yine ambarın içine etmişsiniz ya...
-bakın
palmiye yapraklarından terlik yaptım. slikon yerinde ağaçlardan elde
ettüğüm reçineyü kullandım. artık ambara girerken herkes bu
terliklerden giyecek. çamurlu kumlu ayakkabularınuzla giriyorsunuz.
sonra iki saat oradan kum, buradan çamur siliyorum.
-ya bu
bilgisayar bana kuz bulabülür mü ya? sarışun esmer farketmiyi.. yaşı da
önemlü değül 18-80 arasu olabülür. nefes alsun yeter.